Yağmurda koşan mı daha çok ıslanır yoksa yürüyen mi?

Yağmurda koşan mı daha çok ıslanır yoksa yürüyen mi?

Yılların şehir efsanesidir; Yağmurda koşan mı daha çok ıslanır yoksa yürüyen mi? Bu efsaneye son verecek bilimsel çözümünü hesaplıyorum.

Şimdi hesapları boyu 180 cm ve omuz boyutları 30×60 cm² bir insana göre yapıcam ve bu insan saatte 5.4 km/h hızla yürürken bir anda 2 m/s hızla metrekareye saniyede 3×10‾5 yağan yağmura yakalanıyor. Bu adama yağmur altında 200 metrelik mesafe düşünürsek ne kadar ıslanır? ve bu adam 10.8 km/h koşmaya başlarsa ıslanması ne kadar değişir?

Read more

Bu Bir İthaf Yazısıdır…

Bu bir ithaf yazısıdır…

Dört yıllık üniversite hayatımı ve mühendislik diplomamı; Her zaman benim yanımda olan, hiç bir zaman desteklerini benden esirgemeyn , dik durmamı sağlayan, şu koca Dünya’da yalnız başıma olmadığımı hissettiren, sadece iyi günlerimde değil yere düştüğümde de, ayağım takıldığında da kolumdan tutan, maddi manevi her zaman yanımda olan aileme, yani;  Anne yarısı değil anne tamamı olan teyzem Hülya AKGÜN’e, “Biz” dediklerimizden daha çok “Bizden” olan sevgili eniştem Cengiz AKGÜN’e , kalbimin en güzel köşesinde oturan anneannem Gülser Göymen’e ve tabi ki hayatımın kadını bir tanecik anneme  ithaf ediyorum.

Hayatım boyunca bir mühendis, bir insan olarak yediğim her lokmada, kazandığım her saygıda, elde ettiğim her başarıda bu insanların hakkı olacaktır ve bu hak hiç bir maddiyatla, hiç bir değer ile ödenemez.

Herşey için teşekkür ederim…

30 Mayıs 2012

Geri Dönüş

Geri Dönüş

Hello World… Üniversite yıllarımda yazmaya başladığım blok yazılarıma 2023 yılının Nisan ayında tekrardan dönüş yapmış bulunmaktayım. 24 Mayıs 2011 tarihinde ilk blog yazımı yazdığımda kulağa gayet teknolojik gelen bu aksiyonun 2023 yılında bir klasik veya retro gelmesi dışında bir sorun yok aslında 🙂

Üniversite yıllarımda bloğumla ilgili olarak <Her hafta bir yazı yazacağım> gibi bir mottom vardı şimdi düşündüğümde her hafta bir yazı yazma hedefinin gayet iddialı olduğunu görüyorum. Ayrıca düzenli olarak kendime bir iddia olarak koyduğum <Her hafta yazı yazmak> meğerse yıllar sonra öğreneceğim <Zinciri Kırma> diye bir metaformuş. Bazen böyle yapılan aksiyonlara isim vermenin, nick name takmanın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha görüyorum ve buna daha sonra detaylı değineceğim. Peki aradan geçen 12 yıldan sonra bir blog tutmak ve yazılar yazmak neden artık demode, yazının yerini ne aldı? Aslında bunun cevabı çok kolay ve tartışmasız olarak yazının yerini <Video> aldı diyebiliriz ama her şeye rağmen yazı yazmak bana nedenini tarif edemediğim bir huzur veriyor ve belkide bu retro alışkanlık beni üniversite yıllarıma götürüyor ve adeta Görükle’deki odama ışınlıyor.

Read more